16 Kasım 2016 Çarşamba

Dünyanın en ilginç restoranları


Grotta Palazzese, Bari-İtalya
İtalyan restoranı, denizin doğal hareketleriyle 30 metre kadar bir yarım daire şeklinde oyulmuş kayanın içinde bulunuyor.




Le Panoramic, Chamonix-Fransa
Fransız Alpler’inde, deniz seviyesinden üç bin metre yüksekte yer alan restoran, eşsiz dağ manzarasıyla etkiliyor.




Ithaa Sualtı Restoranı-Maldivler
Bu da denizin beş metre altına kurulmuş bir restoran. Sadece 14 davetliyi ağırlayabilecek şekilde tasarlanan mekan, 270 derece panoramik okyanus manzarası sunuyor.




Ali Barbour’s Mağara Restoranı, Diani Beach-Kenya
Mağaranın içinde, üstü açık olarak kurulmuş bu restoranın iç dizaynı da geleneksel Afrika tarzında yapılmış.




Ocean Restaurant, Bora Bora
Bu restoran, Bora Bora’da, berrak okyanus sularının içinde yemek yeme imkanı sağlıyor.




Skyline Restaurant, Queenstown-Yeni Zelanda
Queenstown rafting, yüksekten atlama ve diğer ekstrem sporlar için cazip olan bir macera merkezi olarak biliniyor. Gökyüzüne asılmış bu restoran da macera peşinde olanlar için cazip




The River Cafe, New York-ABD
Yüksek fiyat ve elit atmosferiyle öne çıkan bu restoran, sunduğu manzara ile “Buna değer” dedirtiyor..




Delaire Graff Restaurant, Stellenbosch-Güney Afrika
Gastronomi seyahati için vazgeçilmez rotalardan biri, Güney Afrika’daki Simonsberg Dağı ve eteklerindeki sarap bağları. Afrika’nın egzotik tatlarını sunan bu restoran, eşsiz manzarasıyla beğeniliyor




The Signature Room, Chicago-ABD
John Hancock Center’ın 95’inci katında bulunan restoran, Michigan Gölü manzarasıyla dikkat çekiyor.

Kaynak:haberturk.com







15 Kasım 2016 Salı

Dünyanın en gizemli yerleri


Svalbard Küresel Tohum Deposu (Kıyamet Ambarı), Norveç
Kıyamet Ambarı olarak da adlandırılan Svalbard Küresel Tohum Deposu dünyadaki bütün bitki tohumlarını barındıran bir depodur. Dünyayı kasıp kavuran bir felaketten sonra bile nesli tükenecek bitkilerin tekrardan dünyaya kazandırılmasını amaçlamaktadır. Depo Norveç'in Longyearbyen şehrinde dev bir dağın 130 m altına inşa edilip 2008 yılında açılmıştır. Genel bir gözlem yapabilmekle birlikte deponun içerisine girmeniz mümkün değildir.





Mount Weather, Virginia, ABD

Mount Weather bir felaket veya önlem alınması gereken acil durumlar esnasında devreye giren bir acil durum kompleksidir. Soğuk savaş dönemindeyken 1958 yılında Sovyet Rusya'nın Sputnik adlı uydusunu uzaya fırlatmasının ardından savunma amaçlı kurulmuştur. Sadece üst düzey devlet görevlilerinin kullanabildiği bu kompleks, hem yer altında hem de yer üstünde bulundurduğu alanlarıyla yüksek güvenlik sağlamaktadır. Washington'dan bir kaç dakikalık uçuşla erişilebilecek bu alana 11 Eylül saldırılarından sonra Dick Cheney buraya uçmuştur. Bölgede maksimum düzeyde koruma vardır ve dışarıdan kimse yakınlarına bile yaklaşamaz.








Woomera Yasak Bölgesi, Avustralya


Woomera yasak bölgesi adından da anlaşılacağı üzere girişin yasak olduğu bir bölgededir. Ben Türküm tabela, yasak falan anlamam der de girerseniz muhtemelen ya hayatınızı nasıl bir riskin altına soktuğunuzu bilmiyorsunuzdur ya da orantısız bir cesaretiniz vardır. Bu bölgede Avustralya ordusu düşmanını yerle bir edecek aşırı silahlarını denemektedir ve bölge dünyanın kendi alanındaki en büyük bölgesidir. Ayrıca bölgede muazzam bir yer altı zenginliği de bulunmaktadır.




Javari Rezervi, Brezilya


Javari rezervi, Brezilya'nın yağmur ormanlarının içerisinde yaşayan yerel halklara ayrılmış günümüz dünyasından izole edilmiş bir alandır. Bu yerel halklar ormanların o kadar derinlerinde yaşamaktadırlarki onları keşfetmek oldukça güç olmuştur. Yüksek çözünürlüklü uydu fotoğraflarından sonra bazı bölgelerde insan varlığından şüphelenilmiştir. Yetkililer daha sonraları bölgelerin üzerinde yaptıkları uçuş sayesinde buradaki halkların kendilerine bir komünite kurup ekinlere sahip olduklarını görmüşlerdir. Amazonların vahşiliğinde yaşayan bu insanları gidip ziyaret etmek ne kadar müthiş olurdu değil mi? Muhtemelen bizim için bilgilendirici ama onlar için ise müthiş derece de rahatsız edici olurdu. Sanırız yetkililer de böyle düşünmüş ve bu yaklaşık 55.000 m2'lik alanı koruma altına almışlardır. Dışarıdan kimsenin bölgeye girip yerli halkları rahatsız etmesine izin verilmemektedir.





51. Bölge, ABD

"Başkan seçildiğiniz zaman insanların size sorduğu ilk soru, '51. Bölge'de ne olup bitiyor' oluyor" Obama, aktris Shirley MacLaine ile konuşurken

51. bölge her zaman kurgu ve gerçek arasında gidip gelmiştir. Ta ki Amerika başkanı Barrack Obama "51. bölge" sözünü ağzına alıp bölgeyi resmileştirene kadar. 51. Bölge, ABD Las Vegas'ın 153 km kuzeyinde, Groom Gölü yakınında olup Nevada Test SahasI ve Nellis Hava Kuvvetleri Sahası ile çevrelenmiştir. 51. Bölge topraklarına giriş kesinlikle yasaktır. Etrafa girilmez ve güvenlik güçleri girenleri öldürme yetkisine sahiptir. Yazılı büyük levhalar vardır ve her taraf güvenlik kameralarıyla çevrilmiştir. Ne karadan ne de havadan bu çok gizli üssün 30 mil etrafına hiç kimse yaklaştırılmamaktadır.




Kuzey Sentinel Adası, Andaman Adaları, Bengal Körfezi

Kuzey Sentinel Adası, Hint Okyanusunun en güzel adalarından birisidir. İnanılmaz ormanları ve sahilleri vardır. Fakat kötü bir haberimiz var oraya gidemezsiniz. Kuzey Sentinel adasında yaşayan yerel kabilelerin tutumu o kadar sert ki ada toprakları hatta yakınlarında bir yabancı insan gördükleri anda öldürüyorlar. Yakından uçan helikopterlere alevli oklar, büyük sapanlarla kayalar fırlatıyorlar. Kabile üyeleri medeniyeti kesinlikle reddediyor ve çok belli ki rahatsız edilmek istemiyor. Hindistan hükümeti gönderilen elçilerin kabile tarafından yenmesi üzerine adaya gidişi yasaklamış durumda.




Club 33, Disneyland, New Orleans, ABD

Disneyland's Club 33, sıradan insanlara varlığı bile reddedilen gizli bir kulüp. 1967'de Walt Disney tarafından açılmış olan bu kulüp Sadece Disneyland'ın yatırımcılarını, üst düzey üyelerini, Disneyland'a gelen ünlü isimleri ve politikacıları eğlendirmeyi amaçlıyor. Bu kulubü bulmak bile oldukça zor. Çünkü ne bir tabela ne bir yol gösteren işaret var. Yüksek bir üyeden davetiye almadığınız sürece bu kapının ardına girmek imkansız. Üye olmak da çok kolay değiş. 25.000$'lık bir üyelik ücreti ardından her yıl 10.000$ üyelik aidatı ödemeniz gerekiyor Bu da yetmiyor üye olmak için bir de 14 yıl sıra beklemeniz gerekiyor.



White's Gentelman Club (White'ın Baylar Kulubü), İngiltere

1693'te kurulan White's Gentelman Club adından da anlaşılabileceği üzere bayanların veya sıradan vatandaşların giremediği bir gizli kulüp. 320 yılı aşkın tarihiyle dünyanın en ünlü baylar kulübüdür ve sadece sosyetenin en üst düzey isimleri kabul edilir. Bugüne kadar sadece Birleşik Krallığın başbakanı James Cameron tarafından kendi konservatizm görüşlerine aykırı olduğu sebebiyle rededilmiştir. Buradaki üyeleri kumar oynarken, sık sık sarhoş olurken görmek mümkün fakat daha önce de belirtildiği gibi buraya girmek imkansıza çok yakın.

.







13 Kasım 2016 Pazar

Recep Tayyip Erdoğan Bilinmeyen Fotoğrafları

12.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan



Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyaset sahnesine 1976 yılında girdi. Milli Selamet Partisi Beyoğlu gençlik kolu başkanlığına seçilen Erdoğan, daha sonra İstanbul teşkilatında aynı görevi yürüttü.




12 Eylül darbesinden sonra Milli Görüş Refah Partisi'yle yoluna devam etti ve Erdoğan yine 'Hoca'sı Necmettin Erbakan'ın yanındaydı. Refah Partisi İstanbul İl Başkanı koltuğuna oturdu, 1994 yerel seçimlerine girilirken partinin Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu.




1994'teki yerel seçimlerin İstanbul'daki galibi Tayyip Erdoğan'dı. Türkiye'nin en büyük şehrini kazanmak, Milli Görüş geleneğindeki partilerin o güne kadar kazandığı en büyük zaferdi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Erdoğan'ı ziyaret ediyor...





Erdoğan'ın belediye başkanlığı, 1997 yılında Siirt'te okuduğu bir şiir yüzünden aldığı hapis cezasıyla sona erdi. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanan Erdoğan, dört ay Pınarhisar Cezaevi'nde yattı. Ailesi, her hafta sonu Erdoğan'ı ziyaret etti.

28 Şubat'tan sonra Refah Partisi kapatıldı. Yeni parti 'gelenekçiler' ve 'yenilikçiler' olarak bölündü. Erdoğan ve arkadaşları, yıllarca aynı yolda yürüdükleri hocalarından biraz da gürültülü bir şekilde koptu.




Takvimler 3 Kasım 2002'yi gösterdiğinde Türkiye bir erken seçime daha gidiyordu. Akşam sandıklar açıldı, yaklaşık bir yıl önce kurulan AK Parti yüzde 34 oy alarak tek başına iktidara geldi. Parti merkezinde seçim zaferi kutlanıyor...




Ancak partinin lideri Erdoğan'ın başbakan olmasının önünde bir engel vardı. Siyaset yasağı nedeniyle milletvekili olamayan Erdoğan için yasal düzenleme yapıldı. Siirt'te tekrar edilen seçimlerden sonra meclise giren Erdoğan, başbakanlık koltuğunu Abdullah Gül'den devraldı.





17 Aralık 2004, Brüksel... Erdoğan ve ekibi, görüşmelerden yemek yemeye vakit bulamayınca sandviçle öğle yemeğini geçiştiriyor.



Takvimler 2007'yi gösterdiğinde Türkiye tek bir konuya kilitlenmişti: Cumhurbaşkanlığı seçimleri... Hukukçu Sabih Kanadoğlu, meclisin cumhurbaşkanı seçebilmesi için en az 367 milletvekiliyle toplanması gerektiğini ortaya attı. Daha önceki seçimlerde böyle bir uygulama yapılmamıştı. Ana muhalefet partisi CHP de Kanadoğlu'nun görüşünü gündeme taşıdı. Muhalefetin asıl istediği, Çankaya Köşkü'ne başörtülü bir 'First Lady'nin çıkmamasıydı. Buna karşın iktidar partisi, Abdullah Gül'ü Çankaya Köşkü'ne aday gösterdi. İktidar ve muhalefetin birbirini çok ağır şekilde eleştirdiği günlerdi, kriz doruğa çıktı.




Saddam Hüseyin'in Film gibi hayatı

Babasız büyüdü. CIA tarafından eğitildi, Irak'ın başına geçti. Kuveyt'i işgal ederek dünyaya meydan okudu ve asıldı...



Saddam Hüseyin’in hayatı bir film senaryosu gibiydi, işte babasız geçen bir çocukluktan insanları babasız bırakan bir yönetime Saddam Hüseyin’in hayat hikayesi. 
Saddam Hüseyin 1937 yılında Irak’ın Sunni üçgeni içinde ger alan Tikrit kentine 13 kilometre uzaklıktaki El-Avya köyünde çobanlıkla geçinen bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Annesi Subha Tulfah El Musallat, oğluna “karşı duran, göğüs geren kişi” anlamına gelen Saddam adını koydu. 
BABASINI HİÇ TANIMADI 
Saddam Hüseyin, babasını hiç tanımadı. Hüseyin’in biyolojik babası Hüseyin Abd-El Macid, Saddam’ın doğumundan 6 ay önce ortadan kayboldu. kısa bir süre sonra da 13 yaşındaki abisi kanser nedeniyle yaşamını yitirdi. Böylece Saddam’ın annesi, hamileliğinin son aylarını oldukça sıkıntılı geçirdi. 
Doğumundan kısa bir süre sonra amcası Khairallah Talfah’ın yanına gönderilen Saddam, üç yaşına kadar amcasının elinde büyüdü. Saddam, annesinin İbrahim-El Hassan ile evlenmesinin üzerine anne ocağına geri döndü. 
Üç üvey kardeşi olan Saddam Hüseyin, üvey babasının elinden şiddet görmeye başladı. Bunun üzerine Saddam 10 yaşına geldiğinde Bağdat’a, oldukça dindar bir sunni olan amcasının evine döndü. 
Takvimler 1958 yılını gösterdiğinde Saddam Hüseyin’in hayatı, belki de ileride hiç tahmin edemeyeceği şekilde değişti. Saddam, Baas partisine üye olurken, ileride bu partinin başında ülkesini yöneteceğini bilmiyordu. 




CIA KAMPINDA EĞİTİLDİ 
1959 yılında Saddam’ın adı General Abdul Kerim Kassım suikastine karıştı. Bu tarihte Saddam ayağından vuruldu ancak CIA ve Mısır istihbaratının desteğiyle Tikrit’e kaçtı. Saddam ardından önce Suriye’ye daha sonra da Beyrut’a kaçtı. Saddam Beyrut’ta CIA tarafından eğitildi. Son olarak Mısır’a giden Hüseyin burada sık sık Amerikan Büyükelçiliği’ni ziyaret etti. Saddam, sürgünde olduğu dönemde Kahire Üniversitesi’nde Hukuk okudu. 
1963 yılında, yanında büyüdüğü amcasının kızı Sacide Talfah ile evlenen Saddam’ın bu düğünü Hüseyin henüz 5 yaşındayken ayarlanmıştı. Saddam’ın bu evliliğinden Rana, Raghad ve Hala isimli üç kızı ve Uday ve Kusay adında iki oğlu oldu. Saddam ülke yönetimini eline aldığında Uday basını kontrol ederken, Kusay da Cumhuriyet Muhafızlarının başına geçti. 
Saddam Hüsiyen daha sonra iki kez daha Samira Şahbandar ve Nidal el Hamdani ile evlendi. Hüseyin’in eşi Samira’dan Ali adında bir oğlu daha oldu. 
1964 yılında Irak’a dönen Saddam hapse atıldı ancak 1967 yılında hapisten çıkarak kısa sürede Baas partisinin başına geçti. 1968 yılındaki darbede rol aldı. 






İRAN’I İŞGAL ETTİ 
1979’da iktidar olan Saddam, 1980 yılında İran’ı işgal ederek 8 yıl sürecek İran-Irak savaşını başlatmış oldu. 16 Nisan 1988’de de tarihe Halepçe Katliamı olarak geçecek Kürtlere karşı kimyasal silah kullanımına izin verdi. Aynı yıl İran savaşı sona erdi.
İran savaşından 2 yıl sonra Saddam bu kez 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal ederek tekrar gündeme oturdu. ABD’nin buna yanıtı sert oldu 1991 yılında Birinci Körfez Savaşı başladı.
11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de yaşanan terör eylemleri ardından Saddam tekrar Amerika’nın hedefi oldu. George Bush yönetimi, 20 Mart 2003’te Irak’ta Kitle İmha silahları olduğu gerekçesiyle Irak’ı işgal etti ancak Irak’ta kitle imha silahları asla bulunamadı. 




2003’TE YAKALANDI 
13 Aralık 2003’te Saddam Hüseyin doğduğu ve büyüdüğü yer alan Tikrit’te bir sığınakta saklanırken ABD askerleri tarafından yakalandı.
2003 yılı Aralık ayında Irak Hükümeti, Savaş Suçları Mahkemesi kurdu, bundan bir yıl sonra 2004 yılı Haziran ayında Saddam yasal olarak Iraklı yetkililere devredildi böylece devrik lider Irak yasalarına göre yargılanma statüsüne geçmiş oldu. 
BU SABAH İDAM EDİLDİ 
2005 yılı Ekim ayında Saddam Hüseyin davası Irak’ta başladı. Hemen hemen bütün duruşmalar olaylı geçti. Devrik lider birçok kez mahkemenin meşruiyeti sorguladı. Saddam, 5 Kasım 2006’da, insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle idam cezasına çarptırıldı. Saddam Hüseyin’in asılarak idam edilmesine karar verildi.
3 Aralık 2006’te temyize giden Saddam 26 Aralık’ta olumsuz yanıt aldı. Bunun üzerine Saddam Hüseyin 30 Aralık 2006’da, Türkiye saati ile 05.00 sularında Bağdat’ta asılarak idam edildi.
Böylece babasız başlayan ve pek çok kişinin babasız kalmasına neden olan bir hayat sona ermiş oldu. Geride çok tartışılacak bir tarih ve çok tartışılacak bir ölüm bıraktı.
ANKA

Ayrıca Saddam Hüseyin hakkında bir çok belgesel ve filmde bulunmaktadır.
- House Of Saddam ( 4 bölümden oluşan dizi)


Kim Jong Un ve Kuzey Kore hakkında bilinmeyenler

Kuzey Kore, dışa kapalı yapısıyla dünyanın en çok merak edilen yerlerinden birisi.





Yılın belirli zamanlarında turist kabul eden ülke, bu turistlerin seyahatlerini de özel bir doktrin içinde manipüle edip batıya her şeyin çok güzel olduğuna dair sinyaller yollamaya çalışıyor.





Eğer nükleer silahları olmasaydı muhtemelen tüm dünya Kuzey Kore'yi, sadece dünyanın en kapalı toplumu olarak bilecekti. Diktatörleri hakkında eğlenceli haberler yapılacaktı. Saçları, hobileri, Batı'ya karşı olan takıntıları veya gizli ABD hayranlığı gibi. Batı böyle hikayeleri seviyor. Tıpkı Saddam Hüseyin'in yazdığı söylenen aşk kitapları, Muammer Kaddafi'nin kadın korumaları gibi... Gizemli bir karakter olacaktı Kuzey Kore liderleri de.

.



Kuzey Kore'nin kurucu lideri Kim Song Il'in ardından ülkenin lideri oğlu Kim Jong Il oldu. Aralık 2011'de Kim Jong II'nin ani ölümünden sonra sıra mevcut lider Kim Jong Un'a geldi. İsmi ilk olarak Eylül 2010'da duyuldu. Kısa süre içinde varis olarak anılmaya başlandı. Dünya genç diktatörün en net halini babasının naaşını taşıyan arabanın yanında yürürken gördü. Babasının üçüncü eşinden dünya geldi. Doğum tarihi hâlâ bilinmiyor. Ancak genel kanıya göre 1984 doğumlu. Hatta doğum tarihinin 8 Ocak olduğu söyleniyor.



Genç diktatörün evli olduğu biliniyor. Temmuz 2012'de Kuzey Kore devlet medyası Kim Jong Un'un yoldaş Ri Sol-ju ile evlendiğini duyurdu. Bazı haber kaynaklarına göre eski şarkıcı olan Sol-ju kısa saçları, düzgün fiziği, şık kıyafetleri ile kısa sürede dünya basınından büyük ilgi gördü. First lady'nin sık sık eşi ile kameralar karşısına çıkması Kim Jong Un'un babası ve dedesinden farklı bir politika izleyeceği şekilde yorumlandı.





2013 ve 2014 yıllarında Kim Jong Un ile görüşen ABD'li eski basketbolcu Dennis Rodman'a göre çiftin bir kızları var. Hiçbir siyasi ve askeri tecrübesi olmamasına rağmen beş yıl önce babasının koltuğuna oturan Kim Jong Un'un Komünist Parti içindeki üst düzey isimlerin kontrolünde ülkeyi yöneteceği düşünülmüştü. Bu noktada halası ile eniştesinin ismi ön plana çıktı. Ancak ülkenin ikinci en güçlü ismi olarak kabul edilen enişte Jang Song Thaek 2014'te idam edildi.






Ülkede kadın ve erkeklerin saç modelleri belli. Ama farklı modeller arasından seçim yapabiliyorlar. Erkekler için 10, kadınlar için 28 belirlenmiş saç modeli var.


Ülkede üç TV kanalı var. İkisi hafta sonu, diğeri sadece akşamları yayın yapıyor. Bütün televizyonlar fabrikadan sadece Kuzey Kore uydularına göre tasarlandığı için yabancı kanallara da giriş yapılamıyor.

Radyo kanalları sadece devlet frekanslarını çekecek şekilde üretiliyor.

Ülke içinde kullanılan bir telefon ağı var. Ama kimsenin başka bir ülke ile telefonda konuşmasına izin verilmiyor.

Sadece üniversiteler ve devlet dairelerinde kullanılan kendi internet ağları bulunuyor. Ama burada bile internet erişimi tamamen Komünist Parti'nin kontrolünde oluyor.


Beş yılda bir seçim yapılıyor. Tabii ki tek bir aday oluyor. 2012'deki son seçimde Kim Jong Un oyların yüzde 100'ünü aldı.





Kuzey Kore'ye giden iki arkadaşıma göre ülkeye girişler sadece Çin ve Rusya üzerinden yapılıyor. Kişisel olarak Kuzey Kore'ye gitmek çok zor. Ülkeye uçuş yapan tek havayolu şirketi Kuzey Kore devletine ait Air Koryo. Ülkeyi ziyaret eden turistlerin bile başına birer görevli veriliyor. Tek başlarına hareket etmeleri kesinlikle yasak. Nereye gideceklerine, nerelerin fotoğraflarını çekebileceklerine, kimlerle konuşabileceklerine ve nerelerde kalacaklarına dair bu görevliler karar veriyor.




Her doğan bebek hemen kayıt altına alınıyor. Ve ömrü boyunca gizli bir dosya ile sürekli takip altında tutuluyor.

Ülkeye her yıl ortalama 2 bin yabancı gidiyor. Bunlar ancak belirlenmiş tur şirketleri üzerinden giriş yapabiliyor.

Ülkede herkes asker diyebiliriz. Bu nedenle dünyanın en büyük ordusuna sahipler. Yedek askerlerle birlikte 7.7 milyon kadın ve erken orduda görev yapıyor. Askerlik süresi erkekler için 10, kadınlar için üç yıl.

Dünyanın en büyük stadyumu başkent Pyongyang'da yer alıyor. 150 bin kapasiteli Rungrado May Day isimli stadyumda futbol maçları da yapılıyor. Ancak maçlarda gol atıldığında sevinmek yasak.

Marihuana otunun serbest olduğu biliniyor.

Ülkedeki tüm öğretmenler akordeon çalmayı bilmek zorunda.

Gübre az olduğundan tarımda insan dışkısı da kullanılıyor.

ABD'yi temsil ediyor diye kot pantolon yasak.

Ve daha bilmedğimiz niceleri ...